2
1

2
1


2
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2

BEYOĞLU BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ MUTLU AİLELER MUTLU ÇOCUKLAR SEMİNERLERİMİZİ TAMAMLADIK.
1

2
1

 

.: AİLENİZİN PSİKOLOJİK REHBER KİTABI :.

DİŞ SAĞLIĞINA GEREKEN ÖNEMİ VERMİYORUZ

Türk Diş Hekimleri Birliği'nin yaptırmış olduğu Türkiye Diş Taraması'nın araştırma sonuçlarına göre;

•  6 yaş grubunda süt dişi dizisinde çürüksüz çocuk yüzdesi 17 olarak saptanmıştır. Bu sonuç, 6 yaş grubundaki çocukların % 83'ünün dişinin çürük olduğu sonucunu göstermektedir. Bu üzücü bir durumdur.

•  34 - 44 yaş grubunda, kırsal kesimde çürük diş oranı %95-98, şehir çevresinde %79, şehirde ise %76'dır. Bu sonuç tam bir felakettir.

•  20 - 24 yaş grubunda diş çürüğü nedeniyle kişi başına tedavi edilmesi gereken diş sayısı 5.48'dir. bu oran, 25 - 27 yaş grubunda 7'ye çıkmaktadır.

•  Bütün diş dizisini, ağızda yer almış olarak kabul edilen 12-13 yaşlarında her 100 çocuktan 81-84'ünün ağzında çürük olduğu bulunmuştur. 30-34 yaş grubunda ise, 100 kişiden çürüğü olmayan kişi sayısı yalnızca 3'tür.

•  Tüm yaş grupları göz önünde bulundurulduğunda, uygulanması gereken tedavi ihtiyacı % 91.6 olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu sonuçlar insanı gerçekten ürkütmektedir. Diş kaybedildi mi, bir daha yerine gelmez. Hiçbir mama anne sütünün yerini tutmadığı gibi, hiçbir takma diş de kendi dişinizin yerini ve fonksiyonlarını tutamaz. Dişler beyne yakın olduğu için, bu bölgede mikrop odağının bulunması oldukça tehlikelidir. Bu durumda dişteki bir mikrop odağı göze, kulağa, beyne ve de kalbe zarar verebilecektir. Bir dişinizde bile sorun olduğu halde o çene kullanılmadığı için, sindirim ve bağırsak sistemi zorlanacak ve komplikasyonlar ortaya çıkabilecektir.

Diş çürüğü ile eğitim düzeyi arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir. Kırsal kesimde daha doğal gıdalarla beslenildiği için diş çürüklerinin daha az çıkabileceği düşünülebilir. Ancak araştırma sonuçları kırsal kesimde diş çürüğü oranının daha fazla olduğunu göstermektedir. Türkiye'de eğitimsizlikten dolayı hem dişler çürüyor hem de tedavi yoluna gidilmiyor.

Türkiye bir Akdeniz ülkesi olduğundan dolayı konuşkan insanlar diyarıdır. Farklı araştırmalar, sürekli konuşan insanların konuşurken tükürük salgısının azalmasından dolayı dişlerinin çürüme riskinin yükseldiğine dikkat çekmektedir.

Gelişmemiş ülkelerde eğitim düzeyi yükseldiğinde belki de hastane önlerindeki kuyrukların uzunluğu azalacaktır. Kendini koruyabilen, hastalıkların oluş nedenlerini bilen, aşı olan vücut sağlığına ve temizliğine dikkat edebilen insanlar tabii ki daha az hastalanacaklardır.

Çocuklar ailelerinin söylediklerini değil, yaptıklarını taklit etmektedirler. Aileler çocuklarına örnek olmak için kendi dişlerini de sürekli fırçalamaya dikkat etmelidirler. Diş fırçalama eğitimi küçük yaşta başlamalıdır. Aileler eğitime ne kadar erken başlarlarsa öğrenme de o kadar kolay ve kalıcı hale gelebilmektedir.

Eğitimsiz ailelerde ise süt dişlerinin döküleceğini düşünerek çocuklarına diş bakımı ve temizlik eğitimi vermeyi geciktirmektedirler. Bu değişmesi gereken yanlış bir düşüncedir.

Ailenin vereceği eğitimin yanı sıra yuvalar da diş bakım alışkanlığının kazanılmasında olumlu katkılar yapmalıdırlar. Aile, yuva ve okul işbirliği ile koruyucu diş sağlığını önem verirlerse, diş çürükleri önlenebilecektir.

Diş fırçası ve macunu üreten firmalar gibi diş sağlığına duyarlı olan pek çok firmanın da yuvalara ve ilkokullara çocuk tiyatrosu, çizgi filmler ve yarışmalarla diş sağlığı eğitimi verme kampanyaları desteklenmelidir.

 

geri











 
Kasım 2018
  Pzt     Sal     Çrş     Prş     Cum     Cts     Pzr  
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
15.11.2018 tarihinde etkinlik yok.


YETİŞKİN PSİKOLOJİSİ SORUNLARI





































İŞ YAŞAMI PSİKOLOJİSİ SORUNLARI








CİNSELLİK




















 
 

Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.