2
1

2
1


2
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2

BEYOĞLU BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ MUTLU AİLELER MUTLU ÇOCUKLAR SEMİNERLERİMİZİ TAMAMLADIK.
1

2
1

.: Şizofren Ailelerine Özel Bir Rehber :.

Sözlük

Adherans: Tedaviye uyum. Bir ilacın, doktor tarafından verilen tedavi dozajına ve şemasına uygun olarak alınması. Kompliyans olarak da adlandırılır.

Affektif düzleşme: 'Affekt' duygu için kullanılan bir tıp terimidir. Affektif düzleşme duyguların küntleşmesini veya sınırlanmasını tanımlar. Bu, şizofreninin negatif bir belirtisidir.

Akatizi: Tümüyle hareketsiz ve sakin oturamama. Sakin oturmaya zorlanırsa kişide olağanüstü endişe hali ve ajitasyon görülür.

Akut şizofreni: Şizofreninin belirtilerinin en şiddetli olduğu dönemi tanımlar.

Aloji: Konuşamama. Aloji Şizofreninin 'negatif' bir belirtisidir .

Anhedoni: Daha önce zevk veren aktivitelerden zevk alamama.

Antipsikotik: Şizofreni tedavisinde kullanılan reçeteli ilaçların genel adı. Bunlar normalde 'tipik' ve yeni tipteki atipikler dahil 'atipik' olmak üzere ayrılırlar.

Atipik: Şizofreni tedavisinde kullanılan bir antips ik ot ik tipi. Atipik lerin çoğu 1990'larda kullanıma girmiştir ve tip ik antips ik ot ik lerden daha az yan etkileri vardır. Şizofreni tedavisi için genell ik le ilk tedavi seçeneği olarak kabul edilir.

Avolisyon: Bir işe başlayamama veya bitirememe. Şizofreninin 'negatif' bir belirtisidir.

Çoğul kişilik: Bir kişinin çoğunlukla farklı cinsiyette ve yaşta, ik i veya daha fazla kişil ik yapısını sergilediği ender görülen bir bozukluk. Bu bozukluk şizofreniden oldukça farklıdır.

Damgalanma: (Stigma) Ruhsal hastalık bağlamında damgalanma, toplumun genel olarak ruh bozukluğu olan hastalara ilişkin olumsuz yargısını tanımlar. Bu, çoğunlukla ruhsal bozukluğu olan hastalara karşı toplumda olumsuz bir tutum takınılmasına yansır.

Delüzyon: (Sanrı) Gerçeklikle ilişkisi olmayan ve akılcı değerlendirmelerden veya zıt yöndeki kanıtlardan etkilenmeyen sabit bir inanç. Sanrı yaşayan kişiler sıklıkla ünlü biri olduklarına, kendilerine acı çektirildiğine veya olağanüstü işler başardıklarına inanırlar. Delüzyonların genell ik le Tanrı veya dinle bir bağlantısı vardır.

Depo enjeksiyon: İki ya da üç haftada bir yapılan ve her gün antipsikotik ilaç alınmasına gerek bırakmayan bir enjeksiyondur.

Dopamin: Beyinde zevk alma ve duygularımızda rol oynayan bir aracı madde (nörotransmiter). Şizofreni belirtilerinin çoğunun beynin belirli bölgelerinde dopamin artışına ve başka bölümlerinde azalmasına bağlı olduğuna inanılmaktadır. Antipsikotikler beyindeki dopamin düzeylerini bloke ederek veya stabilize ederek etki gösterir.

Duygulanımda küntlük: Duygu yoksunluğu. Ses monotonlaşabilir ve yüz ifadesi değişmeyebilir.

Ekstrapiramidal belirtiler: Kontrol edilemeyen titreme, sallanma, huzursuzluk ve yüz hareketleri. Ekstrapiramidal belirtiler (EPS olarak adlandırılır) eski, tip ik antips ik ot ik lerin yan etkileridir.

Genetik: Kalıtımın ilkelerini ve mekanizmalarını, genet ik özell ik lerin anne-babadan çocuklara geçişini araştıran bilim. Genet ik şizofreni gelişiminde rol oynayabilir. Şizofreninin genet ik le olan ilişkisini araştıran çalışmalar sürmektedir.

İçgörü: Bir kişinin belirtilerin varlığının ve hastalıktaki rolünün farkında olması. İçgörü tek başına hastalığı 'şifaya kavuşturmasa' bile, kişinin hastalığını duygusal olarak kabullenmesi belirtilerin tedavi edilmesine ve etkisinin hafifletilmesine yardımcı olur.

İdame dozu: Düzenli aralıklarla alındığında semptomların kontrolüne yardımcı olan ilaç dozu.

Jenerik isim: Bir ilacın molekülünün adı onun jenerik adıdır. İlacın kimyasal yapısını gösterir. Bütün ilaçlar bu kitapçıkta jenerik isimleriyle anılmıştır. Üretici, ilacı bir ticari isim altında pazarlar. Ticari isim hemen her zaman jenerik isimden farklıdır.

Katatoni veya katatonik davranış: Çevreye karşı aşırı bir reaksiyon eksikliği. Kişi katı veya görünüşte 'felçli' bir haldedir ya da trans halinde gibi görünür.

Kendi-kendine yardım grubu: Tartışma ve özel aktivitelerle durumlarında düzelme sağlamak için bir araya gelen kişilerden oluşan grup. Grup psikoterapisinden farklı olarak, çoğunlukla bir terapist tarafından yönlendirilmezler.

Kısa-etkili enjeksiyon: Semptomların çabuk kontrol altına alınması gereken bir akut episod gibi acil durumlarda kullanılan antipsikotik ilaç enjeksiyonudur. Etkisi genellikle 12-24 saat sürer.

Kognisyon: Biliş. Beynin düşünce, anımsama ve bilgi işleme fonksiyonları.

Korunmalı çalışma: Gerçek bir iş durumuna benzetilen bir çalışma tipi. Genell ik le yerel iş yerleri ile sözleşme yapılarak kişiler bir işi yapmaları için eğitilir ve gözetim altında tutulur. İş tipleri sözleşmeye göre değişebilir ama çoğunlukla fabr ik a veya büro işleridir. Esas amaç temel iş becerileri kazandırmaksa da, kişilere genell ik le yaptıkları iş için mütevazı bir ücret ödenir.

Kronik şizofreni: Belirtiler uzun süredir devam ediyorsa şizofreni kron ik olarak adlandırılır.

Mesleki danışmanlığı: Bir kişiye iş aramasında ve meslek eğitimde yardımcı olan danışmanlık hizmeti.

Uğraşı tedavisi: El işleri (çömlekçil ik , resim yapma, marangozluk) veya rol yapma, müz ik ve şiir okuma gibi yaratıcı işler yoluyla beceri oluşturma ve duyguları ifade etme yoluyla tedavi. Uğraşı tedavisi, kişilerin prat ik beceriler edinerek iş bulmalarına yardımcı olmak için de kullanılabilir.

Metabolizma: Vücuda alınan besinlerin sindirimden sonra emilerek fiziksel ve kimyasal olarak dönüştürülmesi. Bu süreç besinlerin sindirim kanalından geçişi, emilmesi, sindirim sistemi ve böbreklerden atılmasını kapsar. Şizofreni hastalarında sık görülen metabolik bozukluklar diyabet ve kolesterol yüksekliğidir.

Negatif belirtiler: Motivasyon düşüklüğü, konsantrasyon eks ik liği, aile ve arkadaşlardan uzak durma gibi bir grup şizofreni belirtisi. Bu belirtilerin tedavisi bazen pozitif belirtilerin tedavisinden daha güçtür ve bunlar genell ik le şizofrenili bireylerin hissett ik leri yalnızlık ve izolasyonun büyük bölümünden sorumludur. Negatif belirtilerin bazılarının beynin belirli bölgelerindeki dopamin düzeyinin düşüklüğüyle ilgili olduğuna inanılmaktadır.

Nöroleptikler: Antipsikotiklerin eski adı. Halen sık kullanılmaktadır (bakınız Antipsikotikler)

Poliklinik hastası: Hastaneye ilaç veya ayaktan tedavi için gelen hasta. Poliklinik hastası, hastanede yatarak tedavi görmeyen hastadır.

Pozitif belirtiler: Varsanılar (mevcut olmayan şeyler görme, işitme, tatma veya koklama), sanrılar (gerçek olmayan şeylere inanma) ve paranoyanın (aşırı kuşkuculuk) dahil olduğu bir belirti grubu. Bu belirtiler, kişi için çok rahatsız edici olabilir ama antips ik ot ik tedaviye yanıt verme eğilimi gösterirler.

Psikiyatri hemşiresi: Psikiyatri ve ruh sağlığı konusunda eğitim almış ve uzmanlaşmış hemşire.

Psikiyatri: Ruhsal ve duygusal bozuklukların kökeni, tanısı, önlenmesi ve tedavisi ile ilgilenen tıp bilimi.

Psikiyatrist: Psikiyatride uzmanlaşmış bir tıp doktoru. Psikiyatristler tıp eğitiminden sonra ruhsal hastalık konusunda özel eğitim alırlar ve şizofreni ilaçlarını reçeteleyebilirler. Psikologla karşılaştırınız.

Psikoanaliz: Dr. Sigmund Freud tarafından kurulan ve varolan sorunları çözmek için düşlerin, çocukluk deneyimlerinin analizi vb ile ilgilenen bir konuşma terapisi. Kişinin sorunlarının esasen bilinç dışı dürtülere ve olumsuz erken çocukluk çağı deneyimlerine dayandığı inanışı üzerine kurulmuştur.

Psikolog: Psikoloji derecesi olan kişi. Hasta tedavisiyle ilgilenen psikologlara klinik psikolog adı verilir. Psikoterapi uygulayabilirler ama ilaç reçeteleyemezler. Psikiyatrist ile karşılaştırınız.

Psikoloji: Ruhsal süreçlerin ve davranışların bilimi ve araştırılması.

Psikosomatik hastalık: Stres veya başka ruhsal, fiziksel-olmayan etkenlerin neden olabildiği fiziksel belirtiler.

Psikoterapi: Ruhsal ve duygusal sorunların bir hasta ile terapist arasında tartışmayla çözümlendiği tedavi. Destekleyici terapi ve aile terapisi psikoterapinin tipleridir.

Psikoz: Bir kişinin düşünme, duygusal yanıt verme, anımsama, iletişim kurma, gerçeği yorumlama ve uygun davranma yeteneğini bozarak yaşamın gündel ik zorunluluklarıyla başa çıkma yeteneğini bozan majör bir ruhsal hastalık.

Rehabilitasyon: Rehabilitasyon programları kişilerin düşkünleştirici bir hastalık, yaralanma, bağımlılık veya hapis cezasından sonra önceki işlev düzeylerine geri dönmelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Amaçları, kişinin bağımsız olarak yaşayabileceği beceriler edinmesini sağlamaktır.

Remisyon: Belirtilerin azaltılması. Şizofrenide bu, 'pozitif' veya 'negatif' belirtilerde kısmi veya tam bir düzelme anlamına gelir.

Reseptör: Vücudun içinden veya çevreden gelen kimyasal veya fiz ik sel uyaranlara yanıt verme yeteneği olan sinirlerin uçlarındaki özel bölgeler. Bazı ilaçların bir ya da birkaç reseptör tipinin duyarlılığını artırdığı bilinmektedir. Diğerleri özgün reseptörleri bloke edebilir veya uyarabilirler.

Sosyal hizmet uzmanı: Kişilerin sosyal uyumlarına yardımcı olmak için eğitilmiş bir görevlidir. Şizofrenide bu, hastalarının sonucu olan çeşitli sosyal ve duygusal sorunlarda hastalara ve ailelerine danışmanlık yapılmasını içerir.

Şizofreni: Bütün dünyada her 100 kişiden 1'inde görülen ruhsal bir hastalıktır. Delüzyonlar ve halüsinasyonlar gibi 'pozitif' belirtiler ve motivasyon eksikliği, aile ve arkadaşlardan uzaklaşma gibi 'negatif' belirtiler ve düşünce karışıklığı gibi 'kognitif' belirtilerle kendini belli eder. Şizofreni antips ik ot ik ilaçlarla ve başka destekleyici terapilerle tedavi edilir.

Tipikantipsikotikler: 1950'lerde kullanıma giren ilk antips ik ot ik ilaçlar. Tip ik ilaçlar şizofreninin pozitif belirtilerine karşı etkili olmakla birl ik te titreme (tremor) ve sallanma gibi sıkıntı verici hareket bozukluklarına neden olabilirler. Başka yan etkileri de vardır ve şizofreninin negatif belirtilerine karşı etkileri kısıtlıdır. Ayrıca, kognitif belirtiler üzerinde etkileri yoktur.

Uzun-etkili (depo) enjeksiyon: Bu enjeksiyon tipi, ilacın kas içine yavaş salınmasını sağlar. Çoğunlukla, ilaçları reçetelendiği gibi kullanamayan veya ilacı reddeden kişilerde kullanılır. Enjeksiyonlar çoğunlukla hastanede 2-4 haftada bir uygulanır.

 

 geri












 
Mart 2024
  Pzt     Sal     Çrş     Prş     Cum     Cts     Pzr  
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


YETİŞKİN PSİKOLOJİSİ SORUNLARI





































İŞ YAŞAMI PSİKOLOJİSİ SORUNLARI








CİNSELLİK




















 
 

Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.