1 - Evinizi seviyor musunuz?

Zaman zaman...

Tabi ki, o benim evim!

Bu paraya bu kadar.

Ev dediğin nedir ki, uyumaya girersin.

Evime aşığım, evim evim güzel evim.

2 - Çok beğendiğiniz biri ile ilk buluşmanız. Akşam yemeği için çok lüks bir restorana gittiniz. Ancak masada birden fazla bıçak ve çatal var...

Aman ne önemi var çatal bıçakların boyutunun, alır birini başlarım yemeğe.

Karşı tarafın hamlesini takip ederim.

Şimdi ne yapacağım ben, rezil olacağım!

Neyse ki neyi ne zaman kullanacağımı biliyorum.

Karşımdakine sorarım.

3 - İş yerinizde yaptığınız küçük bir hata patronunuz tarafından çok büyütüldü ve herkes içinde azar işittiniz...

He he deyip geçerim. Ne önemi var ki!

Hatamın bu kadar da büyütülecek bir şey olmadığını, kendi sorunlarını bana yansıtmaması gerektiğini söylerim.

İyi yaptığım işleri de ne zaman böyle büyüteceğini sorarım.

İşimde iyi olduğumu biliyorum zaten, bu saçma olayın randımanımı düşürmesine izin vermem.

Kendimi yerin dibine batmış gibi hissederim. Hiçbir şey diyemem. Ne dese haklı. Ne yapsak eksik kalıyor.

4 - Kendinize hediye alır mısınız?

Ne saçma şey!

Sadece yalnız hissettiğim zamanlarda...

Ben, benim için bir hediyeyim zaten.

Kendine değer veren her insan gibi, zaman zaman.

5 - Her sabah aynaya baktığınızda...

Uykulu bir yüz görürüm.

Aynaya bakmam ki!

Uyku bana yarıyor ya...

Bir gün daha, off!

Bütün gün bu yüze bakacak insanlara acırım.

6 - Hava çok sıcak, evde yalnız oturuyorsunuz, yapacak hiçbir şey yok.

Birini buluna kadar tüm telefon rehberimi tararım.

Yakın olduğum birini ararım.

Ne güzel yapacak bir şey yok. Kendimi yenilemek için harika bir zaman. Uzun zamandır kendimle vakit geçiremiyordum.

Evde yapacak bir şeyin olmadığını kim söyledi!

7 - Arkadaşınızın üstünde daha dün aldığı kıyafet var. Ona çok yakıştığını düşünüyorsunuz...

Çok yakıştığını söyler, nereden aldığını da sorarım. Kendime de almak istediğimi dile getiririm.

Çok yakıştığını söylerim ama nereden aldığını soramam.

Ben alsam üzerimde böyle durmaz diye düşünürüm.

Kıskanırım.

Çok beğensem de başkasının üzerinde gördüğümü giymem.

8 - Arkadaşlarınızın bulunduğu bir ortamda, hoşladığınız kişi, sizden hoşlandığını belli etti...

Oradan hızla kaçarım!

O ilk adımı attı, sıra bende.

Sanki ben ondan hoşlanmamışım gibi yaparım.

Ah şimdi bir şey yapmak lazım, ama ne?

9 - Bir reklam filminde oynama teklifi alıyorsunuz. Hem de oturduğunuz yerden...

Kamera önü mü? Tanrım çok korkunç.

İşte beklediğim an, bir gün keşfedileceğimi biliyordum. Çekimin ne zaman başlayacağını sorarım.

İsterim, ama cesaret edemem.

İnsanların neden reklam filmlerinde oynamak için can attıklarını bir türlü anlamıyorum.

10 - Arkadaşınıza mutlaka izlemesi için bir filmden bahsettiniz. Ancak filmi izledikten sonra, kesinlikle beğenmediğini söyledi.

Zaten o filmden ne anlar!

Aslında o kadar da iyi bir film olmayabilir, o daha iyi anlar böyle şeylerden.

Ben beğendim, o beğenmedi. Renkler zevkler tartışılmaz.

Onu filmin iyi olduğuna ikna etmeye çalışırım. Çünkü gerçekten mükemmel bir film.

11 - Evinizdeki / odanızdaki eşyaların yerini en son ne zaman değiştirdiniz?

Sık sık değiştiririm.

Bir kere kendime uygun olan şekli buldum ve yıllardır huzur içinde yaşıyorum.

Bir ay önce değiştirdim, ancak şu anki halinden de pek memnun değilim sanırım.

Ne şekle soksam düzelmiyor, artık uğraşmıyorum.

Ne önemi var şeklin şemalin, yaşayıp gidiyoruz.

12 - Arkadaşınızın telefonda biriyle sohbetine tanık oldunuz. Geçen hafta başına gelen her şeyi olduğu gibi anlattı. Peki ya siz, yaşadıklarınızı ne kadarını paylaşma taraftarısınız?

İçim dışım birdir, beni seven böyle sevsin.

Çok özel bir sır değilse genellikle içimde bir şey tutmam, böyle rahatım.

Bir ben var ki benden içeri!

İnsan her zaman içindekini yansıtmamalı, bazı şeyleri kendine saklamalı.