2
1

2
1


2
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2

BEYOĞLU BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ MUTLU AİLELER MUTLU ÇOCUKLAR SEMİNERLERİMİZİ TAMAMLADIK.
1

2
1

 

.: Köşe Yazıları :.

MİSTİK İÇERİKLİ PROGRAMLARIN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Bu tarz programlar, kişileri kaderci bir felsefeye, kanaatkar bir düşünceye yönlendirerek, çaresizliği onaylayan, vicdan sızlatan bir bakış açısına götürmektedir.

Özellikle çocuklar söylenilen her şeye inandıkları için, bu tür programlarda söylenenlere hemen inanabilmektedirler. Bu durum onları korkutmakta hatta rüyalarına girmektedir. Aile fertlerinin veya kendilerinin farkında olmayarak bir günah işleyebileceklerini düşünerek yoğun korkulara kapılabilmekte ve ailelerine bu günahtan dolayı kötü bir şey olacağını düşünerek endişelenebilmektedirler.

Gençlik döneminde de genç, kendisiyle ilgili bazı sorunların üstesinden gelmeye çalışırken bu tip programlar onları çok fazla miktarda ürkütebilmektedir. Bu durum çocuklarda, gençlerde hatta yetişkinlerde obsesyonlara (takıntı) sebep olabilmektedir. Bazı bilinçli aileler bu tür programların çocukları olumsuz etkileyeceğini bildiklerinden çocuklarına bu programları özellikle izletmemek yönünde hareket etmektedirler. Halkımızın çoğu ise programı farkına varmadan bir dizi olduğunu düşünerek seyretmektedirler. Bazen de bu tür programların müziği ve giriş anonsları dikkatlerini çekmekte ve bu durum merak dürtüsünü uyandırdığı için programı sonuna kadar izlemektedirler. Ve bunun sonucunda da verilmek istenen sağlıklı ve gerçek insan ilişkisini göstermeyen bu tarz programlardan etkilenmektedirler. Bu tür programlarda sürekli olarak dinin yasaklayıcı, sınırlandırıcı ve cezalandırıcı yönlerini insanlara gösterdiğinden dolayı, insanlar da dine karşı bir korku oluşabilmektedir. Dini inançlarımızı Tanrı bizi cezalandırır korkusundan dolayı değil iyi, dürüst, yardımsever bir insan olmanın gerekliliğine inandığımız için yerine getirmeliyiz. Tüm dinler bize kendimizin, ailemizin, çevremizin ve tüm insanlığın iyi yaşaması, mutlu olması için çalışmalıyız demektedirler. Tüm dinlerde insan yaşamını kolaylaştırmak ve ona mutlu, huzurlu bir hayat sağlamak için doğmuşlardır. Bu tür programlarda kişiye Tanrı sizin kaderiniz, çizginizi zaten çizdi, siz ne yapsanız bu çizgiyi değiştiremezsiniz boşu boşuna kendinizi yormayın mesajını vermektedir. Ayrıca sen çok mağdur olsan da haklı olduğun halde haksız duruma düşsen de Tanrı bunu görür ve sana haksızlık yapan kişinin cezasını verir gibi bir durum gösterilmektedir. Eğer Tanrı'nın işi buysa neden önce eşeğini kaybettirip sonra bulduruyor? Ve yine Tanrı her yerdeyse ve mutlaka cezasını verirse o zaman hiç kötülük ve kötü muamele olmazdı. Mahkemeler, güvenlik teşkilatları hiçbir ülkede kurulmazdı. Ve bu kurumlar yüzyıllardır her kurulan uygarlıkta olmazdı. Çaresizlik, kanaatkarlık insanı mutsuz edebilir, tembelleştirebilir, kendi gücünü görmesini engelleyebilir. Bu tür programlar çocuklar ve gençlerde daha ürkütücü ve kafa karıştırıcı olabilmektedir. Aynı zamanda yaşı kişilerde de " Ben ölüme yaklaştım artık hayattan el çekmeliyim diğer hayat için yaşmalıyım çalışmamalıyım sadece dua etmeliyim" diye düşünmelerine sebep olabilir. Kişilerin dua etmeleri kadar dua da almak için bu dünyada çalışmaları lazımdır. Hem kendilerine hem de çevrelerine katkıda bulunmalıdırlar. Emek vermeli, ilişkilerini iyi tutmaya çaba göstermelidirler. Her gece yatağa yattıklarında "Ben bu gün kendim için ne yaptım, başkaları için ne yaptım" diye sormalıdırlar.

Dünyada özellikle Amerika'da yaratılmaya çalışılan insan tipi hiçbir şeye karışmayan, hayat felsefesi, hayat görüşü olmayan sadece öbür dünya için yaşayan, dua ile her şeyin olacağına inanan ama düşünmeyen ve en önemlisi soru sormayan, her söylenen şeyi kabul eden insan tipi yaratılmak isteniyor. Çünkü bu insanı yönetmek çok kolay olacaktır.

Parapsikoloji biraz kafa karıştırıcı ürkütücü, korkutucu olabilmektedir. Özellikle çocuklara çok zararlı olabileceğini düşünmekteyiz. Çünkü bu tür kitaplar şöyle demektedirler: "Kabul et, soru sorma, düşünme, yorumlama, araştırma". Düşünme, soru sorma, araştırma olmayınca bilim, ilerleme, gelişme olmaz. İnsanlık yerinde sayar. İnsanın görevi hayatı geliştirmek, ileri götürmek, daha iyi yaşanır hale getirmek olmalıdır. İnsan bu amaç için sürekli düşünmelidir.

 

Köşe yazıları












 
Nisan 2024
  Pzt     Sal     Çrş     Prş     Cum     Cts     Pzr  
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


YETİŞKİN PSİKOLOJİSİ SORUNLARI





































İŞ YAŞAMI PSİKOLOJİSİ SORUNLARI








CİNSELLİK




















 
 

Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.