2
1

2
1


2
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2

BEYOĞLU BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ MUTLU AİLELER MUTLU ÇOCUKLAR SEMİNERLERİMİZİ TAMAMLADIK.
1

2
1


.: ALZHEİMER HASTALIĞI :.

Yaşla Gelen Unutkanlık, Alzheimer Hastalığının Habercisi Olabilir! Her yaşta insanın zaman zaman isimleri, kişi adlarını unutması

1 . Bunama Yaşlılığın Doğal Bir Sonucu Değildir.
Yaşla Gelen Unutkanlık, Alzheimer Hastalığının Habercisi Olabilir!
Her yaşta insanın zaman zaman isimleri, kişi adlarını unutması, bir eşyayı koyduğu yeri hatırlayamaması ya da sokakları şaşırması doğaldır. Ancak bu tip unutkanlıklar geçicidir ve günlük yaşamımızı etkilemez.
Oysa yaşlılıkla birlikte unutkanlıkların artması ve hatta bunun yanı sıra başka zihinsel ve ruhsal bozuklukların da ortaya çıkması, Alzheimer hastalığının ön belirtileri olabilir.
Birçok toplumda olduğu gibi, bizim toplumumuzda da yaşlılık çağındaki bunama belirtileri, ne yazık ki, insan yaşamının doğal bir süreci olarak kabul edilmekte ve genellikle çaresi olmadığı düşünülerek kendi seyrine bırakılmaktadır.
Bunama, yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Buna yol açan nedenlerin araştırılması ve teşhis edilmesi gerekir.
Unutmamalıdır ki, insanlar yaşlılık döneminde de en az diğer yaşlardaki kadar yaşamdan zevk almak ve mutlu olmak isterler.

2 . Alzheimer hastalığı nedir, neden olur ?
Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
Beynin belli bölgelerinde, bilinmeyen bir nedenle birtakım proteinler birikir. Bu da beyindeki haberleşmeyi sağlayan sinir hücrelerinin hasar görmesine yol açar.
Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.
Sonuçta bu bozukluklar, özellikle bellek ve öğrenme gibi zihinsel becerilerin geri dönüşsüz olarak yavaş yavaş azalmasına neden olur.

3 . Alzheimer hastalığı kimlerde ve ne sıklıkta görülür ?
Alzheimer hastalığı genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. 65 yaşın üzerinde yaklaşık her 10 kişiden birinde; 85 yaşın üzerindeki ise yaklaşık her iki kişiden birinde görülmektedir.
Tüm dünyada 20 milyona yakın Alzheimer hastası bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunlar arasında ABD eski başkanı Ronald Reagan, ünlü sinema oyuncusu Rita Hayworth ve bir zamanların meşhur tango kralı Şecaettin Tanyerli gibi isimler de yer almaktadır.
Alzheimer hastalığı, kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen aynı oranda görülür.
Alzheimer hastalığı bulaşıcı ve kalıtsal bir hastalık değildir. Ancak düşük oranda ailesel bir yatkınlık olabileceği düşünülmektedir.

4 . Alzheimer hastalığı nasıl teşhis edilir?
Alzheimer hastalığı bunamanın en sık nedenidir, ancak benzer belirtiler veren başka hastalıklar da vardır. Bu nedenle, Alzheimer hastalığının diğer bunama nedenlerinden tam olarak ayırt edilmesi gerekir.Sinir hastalıkları uzmanları, yani nörologlar ve ruh hastalıkları uzmanları, yani psikiyatristler, çeşitli testler, beyin filmleri ve laboratuvar tetkikleri sayesinde bugün büyük oranda kesin teşhis koyabilmektedir.

5 . Alzheimer hastalığının belirtileri nelerdir?
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgiler öğrenme güçlüğü görülür. Ayrıca konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar' da başgösterir.
Alzheimer hastalarında tabloya çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder. Özellikle hastalık ilerledikçe, birçok hastada depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayaller görme, uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal sorunlar görülebilir.

Zihinsel bozukluklar:
Unutkanlık
Öğrenme güçlüğü
Konuşma bozukluğu
Yolunu kaybetme
Kişileri tanıyamama
Karar verme güçlüğü Ruhsal bozukluklar:
Huzursuzluk
İlgisizlik
Saldırganlık
Uyku bozukluğu
Amaçsız dolaşma
Gerçekdışı hayaller
Depresyon

6 . Alzheimer hastalığı nasıl seyreder?
Alzheimer hastalığı yavaş ilerleyen, ancak zaman içinde günlük yaşamı etkileyerek, hastayı geri dönüşsüz bir şekilde bakıma muhtaç bırakan bir hastalıktır.

Genel olarak 3 evreye ayrılır:
Birinci evrede, unutkanlık, bildiği yerleri tanıyamama, bazı kelimeleri bulamama, işine ve hobilerine karşı ilgisini yitirme gibi erken belirtiler verir ve genellikle hasta olduğunu kabul etmek istemez.

İkinci evrede
, bellek kaybı belirginleşir, yakınlarının isimlerini unutabilir, yolunu kaybedebilir, konuşma bozukluğu artar, yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerinde yardıma ihtiyaç duyabilir ve bazı hayaller görebilir.

Üçüncü evrede, artık aile üyelerini tanımayabilir, yemek yemede ve yürümede güçlükler başlar, idrarını ve dışkısını tutamayabilir ve ciddi davranış bozuklukları görülebilir.
Alzheimer hastalığı, yaklaşık 5-8 yıllık bir ilerleme süreci içinde hastayı yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma getirir.

7 . Alzheimer hastalığının tedavisi var mıdır?
Alzheimer hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bugün için ne yazık ki yoktur. Ancak belli bir süre hastalığın ilerleme hızını durduracak ya da yavaşlatacak bazı yeni tedavi olanakları bulunmaktadır. Kolinesteraz inhibitörleri adı verilen bu yeni ilaçlar, beyindeki sinir hücrelerinin hasarı sonucu azalmış olan asetilkolin adlı haberci madde miktarının dengelenmesine yardım ederek zihinsel işlevleri korurlar. İlaç tedavisi, Alzheimer hastalığını tamamen durdurmaz, ancak bellek kaybı dahil, çeşitli zihinsel bozukluk belirtilerinin hafiflemesini sağlar. Böylelikle hastanın günlük yaşam aktiviteleri daha uzun süre korunur. Depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk ya da hayaller görme gibi davranış bozukluklarını tedavi etmek için de uzun zamandır kullanılmakta olan çok sayıda etkili ve güvenilir ilaç bulunmaktadır. İlaç tedavisine karar verecek olan kişi, nörolog (sinir hastalıkları uzmanı) veya psikiyatristtir (ruh hastalıkları uzmanı). Sonuçta ilaç tedavisi, hastanın yaşam kalitesini artırır ve daha uzun süre kendine bakabilmesini sağlar.

8 . Alzheimer hastalarının bakımında nelere dikkat edilmelidir?
Alzheimer hastaları için ilaç tedavisinin yanısıra özenli bir bakımın da önemi büyüktür.
Yemek yeme, giyinme, tuvalete gitme veya yıkanma gibi günlük yaşam aktiviteleri, hastalığın ilerlemesiyle birlikte kötüleşebilir ve hasta gittikçe daha çok bakıma muhtaç duruma gelebilir. Duygusal açıdan da hastaya destek vermek ve boş zamanlarında oyalanması için çeşitli uğraşlar yaratarak yaşama bağlanmasını sağlamak önemlidir. Alzheimer hastasının ev içinde ve dışında güvenliğini sağlamak da önemlidir. Ocağı yakarken yangın çıkarmaması, kaygan zeminlerde düşmemesi veya tek başına sokağa çıkıp kaybolmaması için dikkat edilmesi gerekir. Alzheimer hastaları belli bir dönemden sonra kendilerinin ve çevrelerinin güvenliği açısından araba kullanmamalıdır. Alzheimer hastaları para kullanma konusunda da sorunlar yaşayabileceğinden, tek başına bankaya gitmeleri, çek kullanmaları ya da büyük paralarla alışveriş yapmaları sakıncalı olabilir.

9 . Alzheimer hastalığı nasıl bir yük getirir?
Alzheimer hastalığı gerek bakımı üstlenen hasta yakınları gerekse toplum üzerinde maddi ve manevi bir yük oluşturur.
Birçok hasta yakını, sevdiği hastasına bakabilmek için işini bırakmak ya da yaşam tarzını değiştirmek zorunda kalmaktadır.
Hem özel hem de mesleki çevresinde ilişkilerini değiştirmek ya da kesmek zorunda kalan hasta yakınlarından birçoğu bu ağır yük altında depresyona girmektedir.
Alzheimer hastalarının tedavisi ve bakımı için gereken zaman ve para, toplum üzerinde de dolaylı bir sosyoekonomik yük oluşturur.

10 . Alzheimer Vakfı
Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de bir Alzheimer Vakfı faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu vakfın amacı, toplumda Alzheimer hastalığının daha iyi tanınmasını sağlamak, hasta yakınlarını bilgilendirmek ve sorunlarını paylaşarak çözüm üretmektir.
Alzheimer Vakfı, düzenlediği çeşitli toplantılarla hasta yakınlarına eğitim vermekte ve sorunlarını birlikte tartışma fırsatı yaratmaktadır.
Alzheimer Vakfı'na isteyen herkes üyelik için başvurabilir ve hizmetlerinden yararlanabilir.

11 . Referanslar
Data on file, Pfizer

ALZHEIMER HASTALIĞI NEDİR ?

BUNAMA – UNUTKANLIK

Unutkanlıktan mı yakınıyorsunuz ? Ya da yakınlarınızdan, dostlarınızdan biri mi unutkanlıktan yakınıyor ? Eşyalarını kaybetmek, koyduğu yeri unutmak, tanıdık yerlerde yolunu kaybetmek, ocağı açık unutmak, tanıdık insanların yada nesnelerin ismimi bulamamak, iş yerinde olmadık hatalar yapmak, aynı soruları tekrar tekrar sormak, sizin ya da sevdiklerinizin başına gelmeye başladı ise sıradan bir unutkanlığın ötesinde bir sorunla karşı karşıya olabilirsiniz.

YAŞLANMAK UNUTKANLIK YADA BUNAMAK MIDIR ?

Unutkanlık, ciddi bir hastalığın erken bir belirtisi olabilir. Bellek dışında diğer zihinsel işlevlerin de bozulduğu bu hastalıklara demans adı verilir. Halk arasında bunama olarak bilinen bu durum doktorlardan yardım istenmesini gerektirir.

İleri yaşla birlikte unutkanlık ve diğer zihinsel yeteneklerin bozulmasını hep yaşlanmanın doğal sonucu imiş gibi görme eğilimi vardır. Ancak bunama bir hastalıktır ve yaşlanmanın doğal sonucu değildir. Yaşı 40-50 olan genç insanlarda da bunama görülebileceği gibi, çok ileri yaşlarda bütün zihinsel becerilerini korumuş birçok insan vardır. Örneğin 65 yaşın üzerindeki kişilerde kanser hastalığı bunamadan daha fazla görülüyor olmasına karşın kimse kanserin yaşlanmanın normal bir sonucu olduğunu söyleyemez. Yani demans/bunama, bir hastalıktır ve hem teşhis hem tedavi arayışı için doktora başvurulması gerekir.

NİÇİN DOKTORA GİTMELİ ?

Bunamanın tedavisinin olmadığı inancı yaygındır. Ancak demansa yol açan değişik hastalıklar vardır ve bunlardan bir kısmının kesin tedavisi vardır.

Vitamin ve hormon eksiklikleri, beyin tümörleri ya da beynin ortasındaki sıvının artması (hidrosefali) yada depresyon gibi nedenlerin yol açtığı demanslar tedavi edilebilir. Diğer demans nedenlerinde de hastalığın ilerlemesine karşı önlemler almak ve hastalıkla birlikte görülen davranış ve duygularla ilgili sorunları tedavi etmek mümkündür.

Ayrıca erken tanı mevcut tedavilerin en etkin dönemde kullanılması açısından da önemlidir. Doğru teşhis, atılacak en önemli adımdır. Bunun için ilk şart konunun uzmanı bir hekime başvurmaktır. Demansın olup olmadığı ve varsa demans nedeninin saptanması ikinci adımdır.

ALZHEİMER HASTALIĞI

Demansların yarıdan fazlasına Alzheimer hastalığı (alzaymer) yol açmaktadır. Alzheimer hastalığı , bazı beyin hücrelerinin ölümüyle karakterize kesin nedenleri bilinmeyen bir hastalıktır. Genelde ilerleyen bir unutkanlığın ön planda olduğu bir bunama ile seyreder.

Hastalığın ilerlemesi 5 ile 20 yıl (ortalama 7-8 yıl) sürebilir. Hastalığın en ileri evresinde Alzheimer hastasının 24 saat bakıma ihtiyacı olabilir. Beslenme, temizlik, tuvalet ihtiyacı ancak bir bakıcı tarafından sağlanabilecektir.

Hastanın üzerindeki etkisi bu derecede büyük olan hastalığın hastanın yakınları ve bakıcılarına da etkisi çok büyüktür.

Alzheimer hastalığının yaş ile önemli bir ilişkisi söz konusudur. 85 yaşının üstündeki nüfusun yaklaşık üçte biri Alzheimer hastalığı riski ile karşı karşıyadır. Yaşı ileri nüfus arttıkça, toplumda Alzheimer hastalığına yakalanan insan sayısı da artmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 200.000 Alzheimer hastazı olduğu tahmin edilmektedir. ABD'de bu sayı 4 milyona ulaşmaktadır. Ülkemizde toplumun en hızlı artan kesimini “yaşlı grubu” nun oluşturduğu düşünüldüğünde bu sayının daha da artması beklenmektedir.

BELİRTİLER ;

Belirtiler, sıklıkta bellek kaybı ile başlar, özellikle yakın geçmişte yaşanan olaylar kolay unutulur. Örneğin hastalar sohbet esnasında aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmaya başlarlar. Erken dönemde Alzheimer hastası yeni bilgiyi öğrenemez. Hastalık ilerledikçe hastanın kafası iyice karışır ve etrafa ilgisi, çevresinden haberdarlığı azalır. Bazı hastalar konuşurken kelime bulmakta zorlanır, nesneleri ve yüzleri tanımakta güçlük çekebilirler. Yargı ve akıl yürütmede önemli ölçüde bozulabilir. Zamanla hasta en basit işleri bile yapamaz hale gelir.

Sık rastlanan bir belirti de kişilik ve davranışlarda değişiklik olmasıdır. Hastalarda kolay sinirlenme, depresyon, aşırı kuşkuculuk ve yanlış inançlar görülebilir, bazen aşırı sakin yada saldırgan olabilirler.

Bu bulgulara hastaların kendilerini bakabilme, kendi başlarına yaşayabilme yeterliliklerinde azalma eşlik eder ve ileri dönemlerde 24 saat bakım gerekli hale gelir. Hastaların bir kısmında ileri evrelerde yürüyüş ve hareketlerde de bozulma olabilir. Yine hastalığın ileri dönemlerinde, sınırlı sayıda hastada sara krizi şeklinde nöbetler olabilir.

NEDENİ ;

Alzheimer Hastalığının nedeni henüz bilinmemektedir. Bulaşıcı değildir. Kalıtımın kısmi, yaşlanmanın önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Ama hastalığın oluşmasında birden fazla faktörün rolü olabileceği öngörülmektedir.

TANI ;

Yukarıda anlatılan unutkanlık durumlarında, hastalıktan erken dönemde kuşkulanıp, doktora erken başvurmak önemlidir. Alzheimer hastalığından kuşkulanıldığı zaman ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme ile diğer demans yapan nedenler araştırılmalıdır. Böylelikle Alzheimer hastalığı dışında bunamanın tedavi edilebilir nedenlerinden biri söz konusu ise bunun saptanması ve hasta için tedavi şansı doğacaktır. Tanı Alzheimer hastalığı ise hem güncel hemde gelişmekte olan tedavilerin denenmesi ve özellikle davranışa ilişkin sorunların tedavisi mümkün olabilecektir.

TEDAVİ ;

Alzheimer hastalığının henüz kesin bir tedavisi yoktur. Ancak bazı belirtilerle baş etmeyi kolaylaştıran tedaviler mevcuttur

ÖYLEYSE NE YAPABİLİRİZ

Erken ve orta dereceli Alzheimer hastalığının tedavisinde hastalığın ilerlemesini durdurmak ve ortaya çıkan bunama durumunu geriye döndürmek amacı güden pek çok ilaç üzerinde tüm dünyada yoğun bir çaba sürmektedir. Ancak bugün için hastalığın ilerlemesini durduran yada unutkanlığı tamamen düzelten bir tedavi biçimi yoktur. Bu nedenle hastanın uygun bir biçimde bakımının sağlanması çok önemlidir.

Hastalığa eşlik eden ve hem hastanın yaşamını, hem de bakımını üstlenenlerin işlerini güçleştiren, depresyon, aşırı sinirlilik, kaygı ve hezeyanların tedavisi için kullanılan etkili birçok ilaç vardır ve bu sonuçlarla alınan sonuçlar yüz güldürücüdür.

Davranışsal ve fiziksel sorunlar için yöntemler geliştirilmesi hastanın ve hasta yakınlarının yaşam kalitesini arttırabilir. Görme ve işitme problemleri de mutlaka çözülmelidir.

Yukarıda söylenen tıbbi tedavi biçimlerinin dışında hastaya bakım sorumluluğu üstlenen hasta yakınlarının da en az hastalar kadar yardıma ve desteğe ihtiyaçları vardır. Hasta bakımını üstlenen kişilere ortaya çıkan günlük sorunlarla baş etme konusunda konunun uzmanlarınca yada benzer deneyimlerden geçmiş başka hastaların yakınları tarafından yardımcı olunabilir.

ALZHEIMER DERNEĞİ VE VAKFI

Merkezi İstanbul'da olan Alzheimer Derneği 1997, Alzheimer Vakfı ise 2000 yılında kuruldu.

Alzheimer Derneği ve Vakfının Ana Hedefleri;

Alzheimer Derneği ve Vakfı Alzheimer hastalığı ve demasiyel sendromlar (bunama durumları)ile ilgilenen sağlık personeli, hasta yakınları ve gönüllüler tarafından kurulmuştur. Hastalık bilincinin geliştirilmesi, hastalığın toplumda tanınmasının sağlanması, hastaların ve yakınlarının desteklenmesi, kendi kendilerine yardım için zemin hazırlanması, daha iyi bilgilendirme ve bakım sağlanması, bu konudaki bilimsel çalışmaların arttırılması ve desteklenmesi amacını güder. Bu amaçla toplumsal bilinci geliştirici, hasta yakınlarının ve ilgili sağlık personelinin eğitimini sağlayıcı, hastaların ve yakınlarının yaşam kalitesini yükseltici, hastalara bakım olanaklarını iyileştirici, mevcut bilimsel verileri geliştirici çalışmaları ulusal ve uluslar arası kurumlarla işbirliği içinde yürütürler.

ANNEM ARTIK TORUNLARININ ADLARINI HATIRLAMIYOR

Unutkanlık Ne Zaman Hastalık Sayılır

Unutkanlık, herkesin yaşayabileceği sık rastlanan bir sorundur. Hepimiz zaman zaman tanıdıklarımızın isimlerini, eşyalarımızı nereye koyduğumuzu, hangi ayda olduğumuzu unuturuz. Bunlar basit unutkanlıklardır ve unuttuğumuz şeyleri çoğu kez kısa süre içinde hatırlarız. Yorgunluk stres, yoğun çalışma gibi etkenler bu unutkanlıkların artmasına neden olabilir ama bunlar günlük yaşantımızı etkileyecek boyutta değildir. Unutkanlık, günlük hayatı etkilediğinde ve basit gündelik işlerin yapılmasını aksattığında hastalık habercisi olabilir.

Alzheimer Hastalığı Nedir ?

Alzheimer (alshaymer okunur)hastalığı, zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Bu hastalıkla hafıza, konuşma, yön bulma, insanları tanıma gibi konularda sorunlar yaşanır, günlük işler yerine getirilemez ve davranış bozuklukları görülebilir. Alzheimer hastalığı, halk arasında genel olarak “bunama” diye adlandırılan durumun en sık rastlanan nedenidir.

Alzheimer Hastalığı kimlerde ve neden oluşur ?

Alzheimer hastalığına, genellikle ileri yaşlarda rastlanır. 40 ve 50'li yaşlarda da görülmekle birlikte, 60 yaşın üzerindeki kişilerde daha fazla ortaya çıkar. Kadınlarda biraz daha fazla rastlanmasının yanında, her iki cinsiyette de görülebilir. Hastalığın nedeni henüz tam olarak bilinmemekle beraber araştırmalarda ailesinde Alzheimer hastalığı bulunanlarda hastalık oluşma riskinin biraz daha yüksek olduğu saptanmıştır. Ancak bu; ailesinde Alzheimer hastası bulunan herkesin Alzheimer hastası olacağı anlamına gelmez. Alzheimer bulaşıcı değildir.

Alzheimer Hastalığı ne sıklıkta görülmektedir ?

Alzheimer hastalığı, genellikle yavaş ilerleyen, ancak geri dönüşsüz bir hastalıktır. Başlangıcında fazla belirti vermez. Öncelikle yakın geçmişi hatırlayamama şeklinde ortaya çıkar. Kişi sabah ne yediğini , bir önceki gün eve kimlerin geldiğini anımsayamaz. Zamanla isimleri, yolları, tarihleri unutma veya karıştırma, eşyalarını sık kaybetme, karar verme güçlüğü, isteksizlik ve ilgisizlik, duygu ve davranışlarda değişiklik gibi belirtilerle devam eder ve bunlar giderek daha fazla dikkat çekici hale gelir. Hasta aynı soruları tekrar tekrar sorar, bazen sorulan sorulara anlamsız cevaplar verebilir. Dışarıda, hatta evin içinde bile yönünü kaybedebilir. Bu belirtiler hastanın kendisinde de sıkıntı yaratır ve hasta sinirli ya da içine kapanık hale gelebilir. Hatta depresyona gelebilir. Sinsice ilerleyen tüm bu zihinsel bozuklukların ilavesiyle de hasta günlük işlerini yapamaz hale gelir. 5-10 yıl içerisinde tamamen bakıma ve hatta yatağa bağımlı hale gelen hastanın yardımsız yaşayamaması, ailesi ve ona bakan kişiler için ciddi bir yük oluşturur. Bu nedenle hastalığın erken dönemde teşhis edilerek gerekli tıbbi desteğin sağlanması çok önemlidir.

Alzheimer Hastalığına Nasıl Tanı Konur ?

Orta yaşın üzerindeki hastalarda bu tip belirtilerle karşılaşıldığında bu durumun yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğu düşünülmemelidir. Bu belirtilerin Alzheimer hastalığının habercisi olabileceği bilinmeli ve bir hekime başvurulmalıdır. Hekim kesin tanı için bazı tetkikler yapılmasını isteyebilir. Bazı testler, kan tahlilleri ve beyin filmlerinin çekilmesini gerekli görebilir. Bu şekilde de Alzheimer hastalığını diğer demans, yani bunama tiplerinden ayırt ederek kesin tanıya varır.

Alzheimer Hastalığının Habercisi Olabilecek Belirtiler Nelerdir ?

Temel olarak 10 belirti, Alzheimer hastalığının habercisi olarak nitelendirilebilir. Bunlardan bir ya da birkaçının varlığı zaman kaybetmeden bir nörolog (sinir hastalıkları uzmanı), psikiyatrist (ruh hastalıkları uzmanı) ya da tanıdığımız bir hekime başvurulmasını gerektirir.

•  Günlük yaşamı etkileyecek düzeyde unutkanlık (özellikle yakın tarihli olayları ve insan isimlerini anımsayamama)

•  Günlük işleri yerine getirmede güçlük çekme (alışveriş, yemek pişirme ya da basit bir aleti çalıştırma gibi)

•  Sözcükleri bulmakta zorlanma

•  Tarihleri ve bilinen yolları unutma

•  Basit konularda karar verme güçlüğü (giysi seçimi gibi)

•  Hesap ya da planlama yapma gibi pratik düşünme becerilerinin azalması

•  Eşyaları yanlış yere koyma (buzdolabına ayakkabı çekeceği koyma gibi)

•  Ruh hali ve davranışlarda değişiklik (kolayca ağlama ya da sinirlenme gibi)

•  Kişilik değişiklikleri (çevresindeki insanları suçlama gibi)

• Sorumluluktan kaçınma

Alzheimer Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir ?

Alzheimer Hastalığı konusundaki bilgilerimiz gün geçtikçe artmaktadır. Hastalık tam olarak iyileştirilemese de son yıllarda geliştirilen ilaçlarla hastalığın belirtilerini kısmen de olsa gidermek ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak mümkün olabilmektedir. Hayal görmeler ve davranış bozuklukları da ilaç tedavisiyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilmektedir. Tedaviye erken dönemde başlanması, hastalığın ilerleme hızını ve hasta yakınları üzerindeki yükünü azaltabilir ve hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yardımcı olabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar gerek tedavi gerekse hastalığın önlenmesinde yeni ufuklar açabilecek gelişmelerin habercisi niteliğindedir.

Alzheimer Hastalığı Hasta Yakınına Nasıl Bir Yük Getirir ?

Alzheimer hastalığı hem ileri yaşlarda ortaya çıkması hem de ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle özenli ve sürekli bakım yapılmasını gerektirir. Zaman içinde hastanın yatağa bağımlı hale gelmesiyle sonuçlanan bu hastalık, ev içindeki düzenin, iş saatlerinin ve sosyal ilişkilerin tekrar ayarlanması gerekebilirliğiyle hasta yakınlarına önemli bir sorumluluk ve bakım yükü getirir. Bu durum, giderek artan gözetim zorunluluğuyla birlikte, hasta yakınları için hem sosyal, hem de ekonomik açıdan çok yıpratıcı olabilir.

Hasta bakımı bedensel ve ruhsal yorgunluğa neden olabilir. Ayrıca,bu hastaların eskisine göre çok değişmiş olmaları, artık sevgi ve ilgiye gerek duymadıkları anlamına gelmez. Bakımı üstlenen kişilere düşen en önemli görev hastayı sevgi ve ilgiden yoksun bırakmamaktır. İyi bakım, ev içindeki huzurun korunmasını sağlayacaktır. Bu nedenle, Alzheimer hastasına yardımcı olmak, sabırlı, bilgili ve anlayışlı olmayı şart kılar.

Daha Fazla Bilgi ve Destek İçin Nereye Başvurulabilir ?

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiyede'de Alzheimer Derneği ve Alzheimer Vakfı bulunmaktadır. Hastalığın topluma daha iyi tanıtılması ve hasta yakınlarının bakım konusunda eğitilmesi için hizmet veren bu kurumlar, ücretsiz bilgi hattı, internet sitesi ve bilgilendirici yayınlar aracılığıyla Alzheimer hastalığı hakkında ayrıntılı bilgi sağlamaktadır. Düzenlediği eğitim ve bilgi paylaşımı toplantılarıyla da hasta yakınları arasındaki bilgi ve deneyim paylaşımını güçlendirmeye çalışan Alzheimer Vakfı ve Alzheimer Derneği Türkiye Genelinde de bu organizasyonlarını yaymaya çalışmaktadır.

Araba Kullanma Ve Alzheimer Hastalığı

Prof. Dr. Kaynak Selekler

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Türkiye Alzheimer Derneği Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Alzheimer hastalarının yol ve yön bulma, karar verme ve reaksiyon zamanında bozulmalar olur. Bütün bunlar hastaların araba kullanmalarını bozabilir. ABD'nde yapılan ve “Neurology” dergisinde yayınlanan bir çalışmada, hastalığın erken devresinde kişilerin araba kullanma hünerleri araştırılmıştır. Araştırma süresince bütün hastaların araba kullanma yeteneklerinde tedrici bozulma saptanmıştır. Hafif derecede hasta olanlar çok hafif derecede hastalığı olanlara göre daha hızlı yıkım göstermiş ve trafikte tehlikeli araba kullanmanın ortaya çıkma süresi çok hafif Alzheimer'lılarda 1.7 yıl, hafif Alzheimer'lılarda 11 ay olarak saptanmıştır. Ayrıca daha yaşlılarda ve eğitimsizlerde bu yıkım daha süratli gelişmiştir. Çalışma Alzheimer'lı hastaların hastalığın bir döneminde araba kullanmayı durdurmaları gerektiğini ortaya koymuştur.

Trafikte tehlikeli araba kullanmaya işaret eden bulgular şöyle saptanmıştır:

•  Bildik semtlerde yer bulama, yeni yollarda zorlanma

•  Trafik işaretlerini fark etmeme

•  Fren yerine gaz pedalına basma

•  Uygun süratle araba sürmeme

•  Uygun olmayan an ve yerde durma

•  Trafikte yanlış veya karar verme

•  Sola dönüşlerde zorlanma

•  Çevresindeki arabaların daha fazla korna çalması

•  Arabayı fazla çizmek, çarpmak

•  Trafikte çabuk sinirlenme

•  Sık şerit değiştirme

•  Şerit değiştirme ve dönüşlerde arkaya bakmama

•  Arabayı uzun sürede park etme.

Hasta yakınları bu durumları fark ettiklerinde hastalarının araba kullanmasına izin vermemelidir.

Hastalığın erken dönemlerinde bile hastaların sadece gündüz, bildik yerlerde ve kısa mesafelerde araba kullanılması izin verilmeli, otoyolda sürüş engellenmelidir.

Hasta araba kullanmayı red ederse ne yapılmalıdır?

Bazı hastalar ailelerin uyarılarına rağmen trafiğe çıkmayı devam ettirmek isteyebilir. Bu durumda doktorun “araba kullanmayı bırakınız!” uyarısı etkili olabilir. Eğer bu da etkili olmazsa hasta yakını bazı önlemler alabilir: Arabanın anahtarını saklamak, arabayı çalışamaz duruma getirmek veya arabayı bulamayacağı bir yere park etmek gibi.

Orta veya orta-ağır derecedeki Alzheimer hastalarının araba kullanmalarına mutlak surette engel olunmalıdır.

Kaynak:

Deniz Erten-Lyons. “When should patients with Alzheimer disease stop driving?” Neurology;70:45-47.

ETANERCEPT ALZHEİMER HASTALIĞINI DÜZELTİYOR MU ?

Prof. Dr. Kaynak Selekler

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Türkiye Alzheimer Derneği Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

9 Ocak 2008'de, çok bilinen tanınan bir dergi olmayan “Journal of Neuroinflammation”da E.L.Tobinick ve H.Gross imzalı “Rapid cognitive improvement in Alzhemer's disease following perispinal etanercept administration” başlıklı yazı yayınlandı. Yazarlar bu yazıda, sadece bir vaka yayınlayarak, bu 81 yaşındaki orta evre Alzheimer hastasında belden injeksiyon yoluyla beyin-omurilik sıvısı içine zerk edilen Etanercept'in zihinsel ve davranışsal işlevlerle hızlı ve uzun süreli iyilik sağladığını kaydettiler. Diğer vakalarını yayınlamakla birlikte, onlarda da aynı sonucu elde ettiklerini ileri sürdüler. Dr. Tobinick “cesaret verici sonuçlara karşın bu yöntemin hastaları tamamen düzeltip iyileştirici bir yöntem olmadığını söylemiş, “akademik tıbbi merkezlerle kontrollü çalışmaların yapılacağını” eklemiştir. “Donald W.Reynolds Instutute on Aging at the University of Arkansas for Medical Sceinces” araştırma direktörü Sue Griffin “başlangıçta bende çok şüpheciydim, fakat işlem sonrası hasta ve yakınları ile yaptığım görüşmelerde sonuçların, gördüğüm en etkili şey olduğunu söyleyebilirim” demiştir. Dr. Griffin yıllık tedavi ücretinin 30.000 US doları tuttuğunu belirtmiştir. Etanercept (Türkiye'de ilaç adı : Enbrel),”tumor necrosis factor-alfa) (TNF Alfa) üzerine etkili romatoid artritis gibi enfalmatuvar hastalıklarda kullanılan bir ilaçtır. Alzheimer Hastalığının meydana gelmesindeki hiptotetik mekanizmalardan biri de beyindeki enflamasyondur ve Entanercept'in Alzheimer'deki muhtemel etkisinin bu yoldan olabileceği ileri sürülmüştür.

Son zamanlarda ilacı üreten firma, ilacın prospektüsüne Etanercept'in kullananlarda hastaneye yatmayı gerektiren ve hatta ölüme neden olark sepsis, tüberküloz gibi ağır enfeksiyonlara yol açabileceği uyarısını koymuştur.

Son Söz : Etanercept'in Alheimer Hastalığında etkisi olabilir. Fakat bu etki bilimsel araştırma yöntemleri ile ispatlanmadıkça ve kullanımı için Amerika'da FDA'dan, benzer şekilde Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat alınmadıkça tedavide kullanılamaz. Böyle bir sürecin zaman alacağı da açıktır.

YAŞLILIKTA NORMAL CİNSELLİK VE CİNSEL SORUNLAR

Prof Dr. Engin EKER

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD, Geropsikiyatri BD

20. yüzyılın ikinci yarısında toplum dinamiklerinin değişmesi ve sosyoekonomik gelişmeler yaşlı üzerinde derin izler bırakmıştır. Yaşlı nüfusunun büyüme oranında belirgin bir artma, ayrı bir grup olarak yaşlının farkına varılmasına eşlik etmiştir. Daha önceleri toplumdan ayrı, kendine saygısının az olduğu, cinselliğe karşı ilgisiz, fiziksel ve mental hastalığı olması gereken, bağımlı ve pasif, ekonomik ve sosyal destek bekleyen bir birey olarak tanımlanan yaşlı kavramı, yakın zamanda sosyal bilimcilerin, psikologların, biyologların, geriatristlerin ve geriatrik psikiyatristlerin araştırmaları ile değişmeye başlamıştır. Fiziksel ve mental azalma ve yalnızlık ile karakterize yaşlılık kavramı, olgunluk, yetenek, bulunduğu ortama uyum ve kişisel doyum gibi kavramlarla yer değiştirmeye başlamıştır.

Yaşlılıkta depresyon gibi, fonksiyonel psikiyatrik hastalıklar ve bunama gibi bilişsel bozukluklar çok fazla araştırıldığı halde cinsel fonksiyon bozuklukları üzerinde çok az durulmuştur. Son 15-20 yıl içinde yaşlılıkta cinsel sorunlarla ilgili çalışmalar artmıştır.

Yapılan çalışmaların özetleri aşağıda belirtildiği gibidir.

•  Cinsel birleşme sayısında yaşa bağlı bir azalma vardır

•  Cinsel ilgi yaşın artmasıyla azalır. Ancak bu azalma cinsel aktiviteye oranla daha az yoğunluktadır.

•  Tüm yaştaki erkeklerde, aynı yaş grubunda bulunan kadınlara oranla cinsel ilgi ve cinsel aktivite düzeyi daha yüksektir.

Cinselliğin ortaya konulması, yaşa bağlı olarak değiştiği görülüyor. Cinsel ilgi yaşla anlamlı olarak azalıyor. Bu azalma cinsel birleşme sayısına oranla daha azdır. Hiçbir yaşlı erkek cinsel aktiviteden tamamen yoksun olduğunu bildirmiyor

Yaşlı kişilerin, toplumun daha genç üyelerine oranla daha az cinsel bilgiye sahip oldukları ve daha az cinsellikten söz etme meyilinde oldukları düşünülür.

Yaşlıda cinsellik konusu ile ilgili olarak toplumda dört farklı tutum vardır. Birinci tutum konuya sır dolu sessizlikle yaklaşır. Bu yaklaşıma göre bu tip konuların konuşulmaması iyi olur. Bu tutumu olumlu yönden alırsak, bu yaklaşım mahrumiyete saygı demektir. Ancak sorunlar ortaya çıktığında çare aranmaz, saklanmaya çalışılır.

İkinci tutum yaşlıda cinselliğin çirkin, uygunsuz, zerafet ve incelikten yoksun olduğunu içeren düşüncedir. Bu tutumun uzun bir kültürel geçmişi vardır. Çapkın yaşlı erkeklerin, genç kızları veya süslü püslü yaşlı kadınların paraları ile genç erkekleri baştan çıkardığına ait medya haberleri çoğunlukla bu yaklaşıma kaynak oluştururlar.

Üçüncü reaksiyon yaşlılıkta cinselliğin pis, çirkin, iğrenç olduğunu içerin ön yargı ile mücadele etmektir. Bu tutuma yaşlılıkta cinsellikle ilgili doğru bilgileri toplama ve mitlerle mücadele edici yaklaşımlar eşlik edebilir. Ancak böyle bir yaklaşım toplum tarafından takdir edilmeyebilir ve gerçekte var olan sorunların tanınmasına neden olabilir.

Dördüncü tutum cinselliğe çok dar açıdan bakmaktır. Cinselliği sadece cinsel organlar açısından algılamak ve cinsel yaklaşımı sadece karşı cinsle ilişki olarak görmektedir. Oysa yaşlıda cinsellik gençte olduğu gibi sadece cinsel ilişkiden ibaret değildir. Cinsellik eşlerdeki tüm fiziksel yakınlıkları içerir. Değişen fiziksel görünümü rahat bir şekilde kabulü kapsar. Ayrıca takdir edici bir bakışı, yeni bir partnerle karşılaştığında cinsel uyarılmanın fark edilmesini, romantizmi ve heyecanı da içerir.

Yaşlıların aseksüel tanımlamalarının uzun bir geçmişi vardır. Menopoza girmiş kadının eşi ile ilişkisi çoğu zaman bacı-kardeş olarak tanımlanmıştır. Menopoz dönemi kadın için düş kırıklığı, kendisine olan saygısının azaldığı bir dönem olarak görülür.

Yaşlıların cinsellik konusundaki bilgilerine ve tutumuna gelince yaşlıların kendilerini algılamaları kötüdür, gençlere oranla kendilerini daha az çekici bulurlar. Cinsellikten zevk alma haklarının daha az olması gerektiğini düşünürler. Cinsellik konusunda yeterli bilgileri yoktur. Cinselliği konuşmaktan, cinselliği tartışmaktan rahatsız olurlar. Bizim yaşlılarımızın cinsellik konusunda yeterli bilgileri olmadıklarını biliyoruz. Ancak iyi bir iletişim kurulduğunda konuyu konuşmaya hazır olduklarını gözlemlemekteyiz.

Yaşlıda Normal Cinsel Davranış

Cinsel aktiviteyi etkileyen faktörler arasında yaş, cinsiyet (erkekler aynı yaştaki kadınlara oranla daha aktiftirler) evlilik durumu ( özellikle erkeklere oranla kadınlar üzerinde etkili ) ve partnerin sağlığını (kadınlar için daha önemli) sayabiliriz. Bütün yaş gruplarında ilgi ve aktivite arasındaki uyumsuzluk erkeklere oranla kadınlarda daha fazladır.

Araştırmacıları erkeklerde cinsel aktivite azalma nedeni olarak bir hastalık başlangıcını ve partner kaybını göstermişlerdir. Erkeklerde cinsel ilgi, cinsel aktivite azalsa bile devam etme meyilindedir. Kadınlarda cinsel aktivitede azalma nedeni eş kaybı, eşin hastalığı ve kendilerinin hastalanmasıdır. Öte yandan kadınlar ortalama olarak kocalarından altı yıl daha fazla yaşarlar. Kadınlar arasında erkeklere oranla tekrar evlenme oranı daha düşüktür. Bu durum, aynı yaşta veya daha yaşlı aktif partner bulma şansları azalır. Öte yandan yaşlı bir kadının biraz daha genç birisi ile evlenmesinde toplumun baskısı daha fazladır.

Erkek Cinselliği Üzerinde Yaşlanmanın Etkisi

Yaşlı erkekte tam bir ereksiyon oluşması için daha fazla uyarı ve zaman gerekir. Ereksiyon sırasında penisin hacmindeki değişiklik daha az belirgindir ve penisin sertliği yaşamın daha erken dönemlerine göre daha azdır. Ejakulasyon olması için daha fazla uyarılma gerekebilir ve ejakulasyon daha az güçlüdür ve meni miktarı azalmıştır. Ancak orgazm esnasında alınan zevkin şiddetinde herhangi bir azalma olmaz.Orgazm olmadan zevk alınabilen cinsel birleşmeler sıktır. Yaşın artması ile boşalma ihtiyacı azalar. Ejakulasyonu takiben çözülme dönemi daha çabuk olur. Yeniden sertleşme olması için uzun zaman gerekir. Yaşlı erkeklerdeki bu değişikliklere rağmen cinsel aktivite bir çok erkekte gayet iyi bir şekilde devam edebilir.

Normal yaşlanma ile ilgili bu değişikliklere çiftlerin uyum göstermeleri cinsel ilişkilerin sürmesi açısından önemlidir. Değişikliklerin yavaş olması çiftlerin duruma uyum göstermelerini sağlar. Bu çiftlerin göz önünde seks daha az üstün körü yapılan şey olur ve çiftler yaptıklarının daha az baskısını hissederler. Cinsellik, iki kişi arasında daha eşit olarak bölüşülür. Ön oynaşmalarda kadınlar daha aktif rol alırlar. Erkekler aşk konusunda daha romantik olmaktan hoşlanır olurlar.

Sertleşme kaybının tıbbi nedenleri arasında en başta kalp hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve bu hastalıklarda ve başka nedenlerle alınan ilaçlar gelir. Psikolojik faktörler arasında eşe karşı duyulan kızgınlık, cinsel isteğin az olması ve depresyon başta gelmektedir. Bizim çalışmamızda psikolojik nedenler arasında evlilik sorunları ve eşten kaynaklanan sorunlar, başarılı olamama korkusu ve başarısızlık korkusu, depresyon başta olmak üzere psikiyatrik sorunlar gelmekteydi.

Bir hastalık ve fiziksel yeti kaybı durumunda eşlerin özel hayatları çiftin daha önce cinsel ilişkilerini nasıl algıladıklarına bağlıdır. Şayet eşlerden biri olayı bencil şekilde devam ettirmişse, diğeri de onu kırmayarak görev yaparcasına olaya yaklaşmışsa bu zor bu ters koşullar altında, cinselliğin devam etmesinin kolay olmayacağını düşünebiliriz. Şayet yaşamın daha önceki dönemlerinde, eşlerden biri cinsellikten çekilerek evliliğin genel ilişkilerini protesto ediyorsa yaşlılıkta, hastalık durumunda, cinsellikten çekilme cezalandırıcı bir eylem olarak kabul edilebilir.

ALZHEİMER HASTA YAKINLARI İÇİN ÖNERİLER

ALZHEİMER HASTASIYLA İLETİŞİM KURMAK

Alzheimer hastalığı ve diğer demans (bunama) hastalıklarında konuşma, (kelime bulmakta zorlanma, düzensiz ve anlamsız konuşma, tekrarların artması v.b.) ve anlama bozuklukları sık görülür. Konuşarak iletişim gittikçe güçleşirken, bir gülümseme, omuza bir dokunuş veya kucaklama hastaya duyduğunuz sevgiyi göstermeye yetecektir. Tekrarlanan sorular sizin için sinir bozucu olabilir ama bunun hastalığın bir parçası olduğunu unutmayın. Hastanın söylemek istediğini anlıyorsanız, kullandığı yanlış kelimeleri düzeltmeye çalışmayın, bu hastanın kendini huzursuz, mahcup ya da sıkıntılı hissetmesine yok açar.

YARDIMCI HATIRLATMALAR, NOTLAR

Hastalığın erken evrelerinde, yani hastanın kelimeleri anlayabildiği dönemde; ne yapması gerektiğini, neler olup bittiğinin ve oradaki insanların kimler olduğunu çeşitli vesilelerle hatırlatmak yararlı olabilir. Kapıların üzerine konan işaretler, neyin ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını açıklayan etiketler veya altlarında kime ait olduğu yazan aile fotoğrafları hastanın zaman ve mekan bilincini korumasına yardım edebilir.

YEMEK YERKEN

Kişilik değişimleri sebebiyle hasta, yemek yemeyi reddedebilir veya yemek seçmeye başlayabilir. Yeni yiyecekler yerine, tanıdık yiyeceklerin hazırlanması ve yemek programının belirli bir düzende olması (yemeğin her gün aynı saatte hazırlanması gibi), hem hastanın zaman kavramının korunmasına, hem de sizin zamanınızı ve enerjinizi etkin bir biçimde kullanmasına yardım eder. Eğer hastanız sürekli hareket ediyor, yemek sırasında oturmak istemiyorsa, az ama sık aralıklarla yedirmeyi deneyebilirsiniz. Peynir, kraker veya sandviç gibi yiyecekler hasta etrafında dolaşırken atıştırması uygun olabilir. Yine de hastanın düzenli beslenmesinin sağlanmasındaki anahtarın, göstereceğiniz sabır ve güven duygusu olduğunu unutmayın.

KİŞİSEL BAKIM

Alzheimer hastalığında hastanın başkasına bağımlı hale gelmesinin en önemli sebeplerinden biri karmaşık işleri yapamamasıdır. Hastalık yerleştikten sonra, hastanız giyinmek, banyo yapmak veya tuvalete gitmek sizin için desteğinize ihtiyaç duyacaktır. Hastanın giyinme konusundaki problemini hafifletmek için bazı pratik ve basit çözümler geliştirebilir. Fazla veya mevsime uygun olmayan giyecekler kaldırabilir. Düğmeli ve fermuarlı giyecekler yerine kullanımı daha kolay olan giysiler alınabilir. Yıkanmak, demanslı hasta için karmaşık ve zor bir iş haline gelebilir.

Hastayı, ne yapacağınızı adım adım açıklayarak, belirli bir düzen içinde, hep aynı şekilde ve aynı zamanda yıkamanız faydalı olabilir.

Alzheimer hastalarında bir başka problem de idrar tutamamaktır. Bu konuda atılacak ilk adım demans dışında bir sebebin olup olmadığının araştırılmasıdır. Eğer tıbbi başka bir sebep yoksa bazı basit tedbirlere başvurulabilir. Örneğin, hasta sadece geceleri idrarını tutamıyorsa, hastanın yemekten sonra içtiklerini sınırlayarak veya gece boyunca düzenli aralıklarla tuvalete gitmesini sağlayarak bu problem hafifletilebilir.

Boş zamanlar

Hastayı, yürüyüşe çıkmak ve bahçe bakımı gibi basit işleri yapması konusunda teşvik edin. Demans, hastanın yeni şeyler öğrenmesini imkansızlaştırır. Fakat günlük ev işleri veya eski hobiler hastaya, anlamlı bir şeyler yaptığı ve işe yaradığı hissini verebilir. Müzik dinlemek de hastanın hoşuna gidebilir.

Davranış problemleriyle başa çıkma
Demanslı hastalarda davranış değişiklikleri beklenen bir durumdur.

Şüphe ve suçlama

Hasta, hafiza ve yeteneklerindeki bozulma ve kendine duyduğu saygının giderek azalması nedeniyle çevresine karşı bazı şüpheler geliştirir. Bu şüpheler genellikle özel eşyalarının çalındığı ya da kendisine kötülük yapılmak istendiği şeklindedir. Hastanın bu tarz suçlamalarının arttığı dönemlerde güvenini kazanmak İçin sıcak, anlayışlı bir tavırla yaklaşılmalıdır. Suçlamaya karşı savunmaya geçmek, hastanın fikrinde ısrar etmesine yol açar.

Saldırganlık

Demanslı hasta zaman zaman hırçın ve saldırgan olabilir. Bu reaksiyon, kendisini güvenlikte hissetmemesi veya yeni sesler, olaylar ve insanlarla karşılaşması gibi birçok nedene bağlı olabilir. Hangi durumun nasıl bir tepkiye sebep olduğunu bilerek, benzer durumların oluşmasından kaçınılabilir.

Yine de, böyle olaylar ortaya çıktığında, hastayı sakinleştirmek için en iyi yol, öncelikle kendinizi sakinleştirmek, yavaş hareketler ve güven verici bir ses tonuyla konuşmaktır.

Depresyon

Hastanın bağımsızlığını kaybetmesi ve yaşadığı başarısızlık hissi, genellikle içine kapanık olmasına yol açar. Hastanın depresyonunu kuvvetlendiren ya da kendini iyi hissetmesini sağlayan insanları veya olayları gözlemleyin. Hekiminiz bu konuda yardımcı olabilecek bazı tedaviler önerebilir.

Amaçsızca dolaşma

Hastanız çevrede amaçsızca dolaşabilir. Bu ihtiyacın sebepleri, hareketsiz kalamaması, karnının acıkması veya sadece tuvalete gitmek istemesi olabilir. Günlük egzersizler, dışa vurulamayan enerjinin sebep olduğu amaçsız dolaşmanın kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Hastanızın çevresini algılama konusunda sorunları varsa ve evden uzaklaşıyorsa, kimliğini bildiren bir bilezik, kimlik kartı ve oturduğu yerin krokisinin yanında bulunması faydalıdır.

Hayatınız sadece hastanızdan ibaret değildir, unutmayın siz ne kadar iyi olursanız, hastanıza o kadar yardımcı olabilirsiniz.

HİKAYELER

Ben onun kim olduğunu biliyorum

Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar. Hemşireler önce pansuman yapmışlar ve biraz beklemesini, röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler. Yaşlı bey huzursuzlanmış. Acelesi olduğunu ve röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedeninin sormuşlar.

-Eşim huzurevinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum, demiş

-Eşinize haber iletir gecikeceğini söyleriz, diyince yaşlı adam üzgün bir ifade ile ;

-Ne yazık ki karım Alzheimer hastası, hiçbişey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor, demiş

Hemşireler hayretle:

-Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden hergün onunla kahvaltı yapmak için koşturuyorsunuz ? diye sormuşlar

-“Ama ben onun kim olduğunu biliyorum” demiş.

FIKRA

Genç adam yaşlı karı-kocanın evlerine misafir olur. 75 yaşındaki amca karısından bir fincan daha çay isterken ;

-Çiçeğim, bir bardak daha verir misin ? der sonra da ; “Peteğim, hiç şekersiz lütfen , diye ekler

Kendisine 65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşankanı çayı alırken de : Bebeğim sana çok zahmet oldu, diye ekler

Genç adam, yaşlı adamın karısı için kullandığı sevgi sözcüklerinden çok etkilenir.

-Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz, diye sorar

Yaşlı ama dinç adam; 40 seneyi geçtik evladım der

Genç adam:

Vallahi maşallah Allah Muhabbetinizi arttırsın, sürekli güzel sözlerle hitap ediyorsunuz galiba diyince

Yaşlı adam;

-Şşt çaktırma, iki sene önce adını unuttum hala hatırlayamıyorum , der

 

  anasayfa












 
Mart 2024
  Pzt     Sal     Çrş     Prş     Cum     Cts     Pzr  
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


YETİŞKİN PSİKOLOJİSİ SORUNLARI





































İŞ YAŞAMI PSİKOLOJİSİ SORUNLARI








CİNSELLİK




















 
 

Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.